18 Şubat 2010 Perşembe

KOMİKLİKLER ŞAKALAR: Yahşi Köpek 2

Yahşi koyundaki ilk ve muhteşem (!) akşamımızın ardından ertesi gün, olanları unutup tatilimize ikinci bir şans vermeye karar verdik.

Sevimli pansiyonumuzdan çıkıp plaja koştuk. İlginç bir manzara bizi bekliyordu. Sanırım koydaki tek "aile olmayan" insanlardık. Plaj;kıllı göbekli adamlar, şeftaliyi soyup ardından suyunu şifa niyetine ellerine süren tombul hanımlar ve "aneeeee bubaaaa bakııııın nasıl dalıyom" nidalarıyla ortalığı inleten boy boy çocuklarla doluydu...

Şöyle bir ayakta kalıp şoku atlattıktan sonra bu koyda gayet eğreti duran iki genç/bekar bayan olarak bir yer seçip havluları attık. "Olsun yaa, güzel bence", "tabii canım, sakin falan en azından, zaten kafa dinlemeye geldik" gibi iyimser söylemlerde bulunsak da ikimiz de acı gerçeğin farkındaydık..Yanlış yerde, yanlış kişilerdik...

Ama olsundu, en azından deniz, güneş ve şehirden uzak olma duygusu vardı. Bunalıp denize girdiğimizde denizin ne kadar giderseniz gidin hemen hemen belinize kadar gelebildiğini keşfetmek de tatilimize ayrı bir hoşluk kattı tabii...Bilirsiniz sığ suda yüzmeye çalışmak anlamsız bir devinimden öteye gitmez genelde...

İşte biz bu sığ ve kıpırtısız suda yüzer gibi garip birşeyler yaparken duyduk o sesi;

"Şaaaaduuumaaaaaaaan geeriiiiiii geeeeeeeeel, akıntıyaaa kapılabilirsiiiiiiiiiiiiiiiin"

Şaduman olduğunu anladığımız kıllı göbekli amca beraber tatile geldiği diğer hane reislerinden biraz uzaklaşmış ve denizin bel seviyesinde olduğu bizim yakınlarımıza yüzmüştü. Altını çiziyorum, "kıpırtısız" denizde hele de bel seviyesinde akıntıya nasıl kapılınacağını biz seneler geçti hala çözemedik...:)

Şaduman Bey' in geri geri yüzerek akıntıya kapılmaktan(!) kendini kurtarışına tanıklık edip "vaaaayyy beeee cık cık cık" diyerek denizden çıktık.

Havlularımıza doğru ilerlerken güneşlenmekte olan 4 kişilik bir aile dikkatimizi çekti. Evet evet bunlar onlardı; önceki gece kuzenimin köpekten kaçarken sığındığı ve teşekkür etmeye bile fırsat bulamadığımız o muhterem insanlar... Ailenin yanına gidip teşekkür etmenin iyi olacağına karar verdik ama neden ben kurban seçildim hatırlayamıyorum...

"merhaba, ıııııı şeyy, dün gece kuzenim evinize izinsizce girmişti ya"

sessizlik...

"hani girip çığlık atıp çıkmıştı hani"

sessizlik ve soran bakışlar...

Ağlamaklı; "yaaaa siz kaçın diye bağırdınız da kaçmıştık ya"

sessizlik ve ardından kahkahalar...

"ay pardon siz onlar değilmişsiniz galiba, bi karışıklık oldu da, köpek falan şeyolmuştu bize, biz de bi eve girmiştik, neyse o zaman size iyi tatiller..."

Utanç: Arkana bakmadan tırıs tırıs yerine dönersin ama hala kahkahaları duyar gibisindir.

Tatil başlayalı sadece iki gün olmuştu ve ben bir travma daha geçirmiştim.

Kuzenimin yanına dönüp hiç konuşmadan oturdum.

"Onlar değilmiş"

"Nasıl onlar değilmiş"

" Basbayağı değilmiş işte, benzetmişiz"

Sessizlik...

Sessizlik...

Kahkahalar...:P

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder